Tilâvet Odası’ndan türbeye geçişi sağlayan kapıdır. Sokullu Mehmet Paşa’nm oğlu Vezir Haşan Paşa tarafından yaptırılan kapı 1599 yılında türbeye hediye edilmiştir. Cevizden yapılmış iki kanatlı kapının üzeri gümüş levhalarla kaplanmış olup, levhalar dörtgen ve kare biçimli panolarla üçe bölünmüştür. Ortalarında palmet ve rûmîli şemse motifleri bulunan kapının üst ve alt aynalıklarında ta‘lîk hattı ile:
“Sadr-ı a‘zam Muhammedin halefi Vüzerâ serveri Hasarı Paşa Âsitânına bâb-ı Monlânın Etti elfü semânede ihdâ” yazılıdır. Gümüş kapının Diyarbakır Valisi Haşan Paşa tarafından devrin ünlü kuyumcusu Diyarbakırlı Ahmed veya onun yetiştirdiği ustalardan birine yaptırıldığı kabul edilir. Kapının üzerinde, Molla Câmî’nin, Hz. Mevlânâ’nm türbesini ziyaret ederken söylediği: “Ka‘betü’l-uşşâk baş ed in makam Her ki nâkıs âmed incâ şod tamâm” (Bu makâm âşıkların kâbesi oldu. Buraya noksan gelen tamamlandı) beytinin yazılı olduğu ta‘lîk levha Yesârîzâde Mustafa İzzet Efendi’nin kıymetli bir yâdigârı olarak durmaktadır.